| Ebet |
Ar. |
Erkek |
Sonu olmayan zaman, sonsuzluk.
|
| Ebed |
Ar. |
Erkek |
bk. Ebet
|
| Ebecen |
T. |
Erkek |
Akıllı çocuk.
|
| Düzgün |
T. |
Erkek |
1. Düzenli, doğru. 2. Eksiksiz, kusursuz.
|
| Düzey |
T. |
Erkek |
Bir kimsenin başkalarına göre değer ve yücelik derecesi.
|
| Düzel |
T. |
Erkek |
Eline ayağına düzgün kimse.
|
| Düşvar |
Far. |
Erkek |
Güç, zor.
|
| Düşünsel |
T. |
Erkek |
Düşünceyle ilgili, düşünceye dayanan.
|
| Düşün |
T. |
Erkek |
Düşünce, fikir.
|
| Dürri |
Ar. |
Erkek |
Parlak, parlayan, inci gibi parlayan.
|
| Dündaralp |
T.+Ar.+Far. |
Erkek |
1. Dinine bağlı yiğit.2. T. Eski ordu düzenindeki artçı birlikte yer alan yiğit.
|
| Dündar |
Ar.+Far. |
Erkek |
1. bk. Dindar2. T. Eski ordu düzeninde artçı birlik.
|
| Dülger |
Far. |
Erkek |
Yapıların tahta işlerini yapan kimse.
|
| Dülge |
T. |
Erkek |
Deste.
|
| Duyu |
T. |
Erkek |
Algılama yeteneği.
|
| Duygu |
T. |
Kız/Erkek |
Kimi nesne, olay ya da kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.
|