Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Egenur | T.+Ar. | Kız | Aydınlık saçan kimse. |
Ehil | Ar. | Kız | 1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Bir yerde oturan. |
Ekim | T. | Kız/Erkek | 1. Toprağa ürün ekme işi. 2. Yılın onuncu ayı. |
Ekin | T. | Kız/Erkek | 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür. |
Elâ | Far. | Kız | Gözde sarıya çalan kestane rengi. |
Elaldı | T. | Kız | "Becerisini büyüklerinden edindi" anlamında kullanılan bir ad. |
Elânur | Ar.+Far. | Kız | Gözü sarıya çalan kestane rengi olan güzel. |
Elbirle | T. | Kız | El birliği ile. |
Elbirlik | T. | Kız | Bir işi yapmak için birleşme, beraberlik, dayanışma |
Elçim | T. | Kız | bk. Elçin |
Elçin | T. | Kız/Erkek | 1. Deste, tutam. 2. Daha çok yaz gecelerinde öten bir böcek türü, ağustos böceği. 3. Bulmaca, bilmece. |
Eldem | T. | Kız/Erkek | 1. Yumuşak başlı, uyumlu.2. Cana yakın. |
Elgin | T. | Kız/Erkek | Garip, yabancı, gurbette yaşayan. |
Elif | Ar. | Kız | 1. Arap alfabesinin ilk harfi. 2. İnce uzun boylu kız. 3. Alışmış, alışkın. |
Elife | Ar. | Kız | 1. İstenilen, alışılan şey. 2. Alışılmış, alışkın. |
Elik | T. | Kız | Ceylan. |