Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Nurullah | Ar. | Erkek | Tanrı'nın nuru. |
Şebap | Ar. | Erkek | Gençlik, tazelik. |
Vekil | Ar. | Erkek | Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse. |
Ebed | Ar. | Erkek | bk. Ebet |
Muharrem | Ar. | Erkek | 1. Haram kılınmış. 2. Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı. |
Nazir | Ar. | Erkek | Benzer, eş, örnek. |
Velet | Ar. | Erkek | Oğul, çocuk. |
Bedih | Ar. | Erkek | Açık, anlaşılır, ilk göze çarpan, ilk akla gelen. |
Ebet | Ar. | Erkek | Sonu olmayan zaman, sonsuzluk. |
Manzur | Ar. | Erkek | 1. Görünen, görülmüş. 2. Beğenilen. |
Teşrif | Ar. | Erkek | Şereflendirme, onurlandırma. |
Veli | Ar. | Erkek | 1. Sahip. 2. Ermiş, eren. 3. Bir çocuğun her türlü durumundan sorumlu olan kimse. |
Afak | Ar. | Kız/Erkek | 1. Yer ile göğün birleşmiş gibi göründüğü yer. 2. Ufuklar. |
Azam | Ar. | Erkek | Büyük, çok büyük. |
Ebrak | Ar. | Erkek | Çok parlak olan. |
Gıyas | Ar. | Erkek | 1. Yardım. 2. Yardımcı kimse. |