| Erşet |
Ar. |
Erkek |
Doğru yolda olan kimse.
|
| Ertaç |
T.+Ar. |
Erkek |
Taç takınmış kimse.
|
| Ertan |
T. |
Erkek |
Tan vakti, sabahın ilk vakitleri.
|
| Ertaş |
T. |
Erkek |
Güçlü, kuvvetli kimse.
|
| Ertay |
T. |
Erkek |
Güçlü, kuvvetli kimse.
|
| Ertaylan |
T. |
Erkek |
Uzun boylu, yakışıklı erkek.
|
| Erte |
T. |
Erkek |
1. Gelecek şafak, şafak sökme zamanı. 2. Yarın. 3. Herhangi bir işte ilk başarı.
|
| Ertek |
T. |
Erkek |
Tek olan, eşsiz yiğit.
|
| Erteke |
T. |
Erkek |
Sözünün eri olan kimse.
|
| Ertekin |
T. |
Erkek |
Güçlü, kuvvetli kimse.
|
| Ertem |
T. |
Erkek |
bk. Erdem
|
| Erten |
T. |
Kız/Erkek |
1. Sabah güneşinin doğduğu zaman. 2. Gün.
|
| Ertepınar |
T. |
Erkek |
Pınar gibi saf ve temiz olan.
|
| Ertim |
T. |
Erkek |
Peçeneklerin üç asıl boyundan biri.
|
| Ertin |
T. |
Erkek |
Sağlam bir ruh yapısı olan kimse.
|
| Ertingü |
T. |
Erkek |
Olağanüstü, görülmemiş.
|