Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Havi | Ar. | Erkek | İçine alan, kaplayan. |
Mevdut | Ar. | Erkek | Sevilmiş, sevilen. |
Sebati | Ar. | Erkek | 1. Sebatlık, sözünde, kararında durma. 2. Sebatlı, sözünde duran. |
Zeynur | Ar. | Erkek | bk. Zinnur |
Nadir | Ar. | Erkek | Seyrek, az bulunur. |
Sadakat | Ar. | Erkek | Dostluk, içten bağlılık, doğruluk, vefalılık. |
Sebih | Ar. | Erkek | Yüzme, yüzüş. |
Kısmet | Ar. | Kız/Erkek | Allahın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader. |
Mevlâna | Ar. | Erkek | 1. "Efendimiz" anlamında kullanılan bir ad. 2. Hazret anlamında bir san. |
Sebil | Ar. | Kız/Erkek | 1. Yol, büyük cadde. 2. Su dağıtılan yer. 3. Hayır için parasız dağıtılan su. |
Şafak | Ar. | Kız/Erkek | Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık. |
Taip | Ar. | Erkek | Tövbe eden. |
Zeyyat | Ar. | Erkek | Yağ yapan, zeytinyağı yapan kimse. |
Hayalî | Ar. | Erkek | 1. Hayal niteliğinde veya hayal ürünü olan, düşsel, imgesel. 2. Karagöz oynatan kimse, karagözcü. |
Kani | Ar. | Erkek | 1. Kanaat eden, fazlasını istemeyen. 2. İnanmış, kanmış. |
Takdir | Ar. | Erkek | Beğenme, değer verme. |