| Filiz |
Rum. |
Kız |
1. Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe sürgün. 2. İnce uzun, zayıf, narin kız.
|
| Haver |
Far. |
Kız |
Güneşin doğduğu yön, doğu.
|
| Lerzan |
Far. |
Kız |
Titreyen, titrek.
|
| Pekkan |
T. |
Kız |
Sağlam, temiz soydan gelen.
|
| Asya |
Ar. |
Kız |
1. Doğu.2. Dünyanın beş kıtasından en büyük ve en kalabalık olanı.
|
| Aysen |
T. |
Kız |
"Sen aysın, ay gibi güzelsin" anlamında kullanılan bir ad.
|
| Beylem |
Ar. |
Kız |
1. Açılmamış pamuk kozası. 2. Çiçek buketi.
|
| Döndü |
T. |
Kız |
l. Henüz evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.
|
| Lerze |
Far. |
Kız |
Titreme, titreyiş.
|
| Nadime |
Ar. |
Kız |
Pişmanlık duyan, pişman olan.
|
| Nurbanu |
T.+Ar. |
Kız |
Işık saçan, aydınlık yüzlü, nur yüzlü kadın, hanım.
|
| Özaytan |
T. |
Kız |
Sabahın ilk vakitleri gibi aydınlık ve parlak olan.
|
| Peköz |
T. |
Kız |
Özü sağlam kimse.
|
| Şadiye |
Ar.+Far. |
Kız |
1. Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı. 2. Güzel sesle şarkı okuyan, şiir söyleyen kadın.
|
| Tahsine |
Ar. |
Kız |
1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme.
|
| Tekgül |
T.+Far. |
Kız |
Biricik güzel.
|