Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Lâmia | Ar. | Kız | Parlayan, parıldayan, parlak. |
Meşale | Ar. | Kız | 1. Ucunda alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan aydınlatmaya yarayan değnek. 2. Herhangi bir konuda ışık tutan kimse, önder. |
Müyesser | Ar. | Kız | Kolaylıkla olan, kolay yapılan. |
Papatya | Rum. | Kız | İlkbaharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı kömeçli bir kır çiçeği. |
Taçlıyıldız | T. | Kız | Taç takınmış olan, saygı duyulan ünlü, tanınmış kimse. |
Abide | Ar. | Kız | 1. Anıt. 2. Önemi ve değeri çok olan yapıt.3. İbadet eden, tapan kul. |
Aynur | T.+Ar. | Kız | Ay ışığı. |
Gülziba | Far. | Kız | Süslü, güzel gül. |
Kamertab | Ar.+Far. | Kız | 1. Aydınlık, ışık. 2. Ay ışığı, mehtap. |
Nuhbe | Ar. | Kız | Her şeyin iyisi, seçkini. |
Parla | T. | Kız | "Işık saç, ışılda, ün kazan, tanın" anlamlarında kullanılan bir ad. |
Sabiha | Ar. | Kız | Güzel, şirin, hoş. |
Seyyal | Ar. | Kız | Akıcı, akan, akışkan. |
Taçnur | Ar. | Kız | Işıktan, nurdan taç. |
Zernişan | Far. | Kız | Kılıç, kalemtıraş gibi şeylerin üzerine kakma altınla yapılan işleme süs. |
Aslı | T.+Ar. | Kız | 1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı. |