Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Fıtnat | Ar. | Kız | Zihin açıklığı, kolay kavrama ve anlama yeteneği, zekâ. |
Gurbet | Ar. | Kız | 1. Gariplik, yabancılık, yuvasından, yurdundan veya kentinden uzakta olma durumu. 2. Yabancı. |
Hatıra | Ar. | Kız | 1. Bellekte yaşamaya devam eden geçmiş izlenim, duygu veya olay. 2. Bir kimse veya olayı hatırlatan nesne, yadigâr. |
Lâmiha | Ar. | Kız | bk. Lâmih |
Parlak | T. | Kız | 1. Parlayan, ışıldayan. 2. Temiz. 3. Çok başarılı. |
Seyyare | Ar. | Kız | 1. Gezegen. 2. Kervan, kafile. |
Süsen | Far. | Kız | Çiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi. |
Zerrin | Far. | Kız | 1. Altından yapılmış. 2. Altın gibi sarı, parlak. 3. Fulya. |
Aypare | T.+Far. | Kız | Ay parçası, ay gibi güzel. |
Fidan | Rum. | Kız | 1. Yeni yetişen ağaç veya ağaççık. 2. Ağacın kökünden çıkan. 3. İnce uzun, narin, zarif. |
Hatice | Ar. | Kız | Erken doğan kız çocuğu. |
Meşkûre | Ar. | Kız | 1. Beğenilmiş, övülmüş. 2. Teşekkür edilmeye değer olan. |
Müzehher | Ar. | Kız | Çiçekli, çiçek açmış. |
Parlanur | T.+Ar. | Kız | "Nur gibi parla, ışık saç" anlamında kullanılan bir ad. |
Sabire | Ar. | Kız | Dayanan, sabreden. |
Seyyide | Ar. | Kız | Saygın, muhterem kadın. |