Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Halenur | Ar. | Kız | Bazen güneşin ve ayın çevresinde görülen ışıklı daire. |
Kâzime | Ar. | Kız | Öfkesini, hırsını yenebilen kimse. |
Müeddep | Ar. | Kız | 1. Eğitilmiş, terbiye edilmiş, uslu. 2. Çok okumuş, bilgili. |
Hâlet | Ar. | Kız/Erkek | Hal, durum. |
Müesser | Ar. | Kız/Erkek | Etkilenmiş, kendisine bir şey tesir etmiş olan. |
Sulhiye | Ar. | Kız | Barışa özgü, barışla ilgili, barış. |
Ferahnisa | Ar. | Kız | Sevinçli, rahat kadın. |
Halide | Ar. | Kız | Sürekli, sonsuz, ebedî. |
Kebire | Ar. | Kız | 1. Büyük, ulu. 2. Çocukluktan çıkmış genç. 3. Yaşça büyük, yaşlı. 4. Büyük günah. |
Müeyyet | Ar. | Kız/Erkek | 1. Güçlendirilmiş, sağlam. 2. Yardım gören. |
Sultan | Ar. | Kız/Erkek | 1. Padişah, hükümdar. 2. Hükümdar ailesinden olan kadınlara verilen ad. 3. Sevilen, beğenilen, baş tacı edilen. |
Ferahnur | Ar. | Kız | Aydınlık veren, nur veren. |
Melûl | Ar. | Kız/Erkek | 1. Usanmış, bıkmış. 2. Hüzünlü, mahzun. |
Müferrih | Ar. | Kız/Erkek | Ferahlık veren, iç açan. |
Revza | Ar. | Kız | bk. Ravza |
Müfide | Ar. | Kız | 1. Anlatan, ifade eden, anlamlı. 2. Yararlı, faydalı. |