| Sebil |
Ar. |
Kız/Erkek |
1. Yol, büyük cadde. 2. Su dağıtılan yer. 3. Hayır için parasız dağıtılan su.
|
| Sebih |
Ar. |
Erkek |
Yüzme, yüzüş.
|
| Sebati |
Ar. |
Erkek |
1. Sebatlık, sözünde, kararında durma. 2. Sebatlı, sözünde duran.
|
| Sebat |
Ar. |
Kız/Erkek |
1. Yerinde durma, kımıldamama. 2. Sözünden, kararından vazgeçmeme.
|
| Sebahattin |
Ar. |
Erkek |
bk. Sabahattin
|
| Sebahat |
Ar. |
Kız |
bk. Sabahat
|
| Seba |
Ar. |
Kız |
Yedi sayısı.
|
| Sazak |
T. |
Erkek |
1. Kuvvetli ve soğuk esen yel. 2. Soğuk yelle birlikte yağan hafif kar. 3. Bataklık, sazlık. 4. Küçük pınar, kaynak.
|
| Sayyat |
Ar. |
Erkek |
Avcı.
|
| Sayvan |
T. |
Erkek |
1. Gölge yapan siper, şemsiye. 2. Üzüm kurutmak için yapılan çardak.
|
| Sayru |
T. |
Erkek |
bk. Sayrı
|
| Sayrı |
T. |
Erkek |
Hasta.
|
| Sayran |
T. |
Kız |
Öten, cıvıldayan, şakıyan.
|
| Sayrak |
T. |
Erkek |
Öten, cıvıldayan, şakıyan.
|
| Sayraç |
T. |
Erkek |
Öten, cıvıldayan, şakıyan.
|
| Saymaner |
T. |
Erkek |
bk. Sayman
|