Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Gözay | T. | Erkek | Gözleri parlayan kimse. |
Gözaydın | T. | Erkek | Sevinçli, mutlu bir olayı kutlama. |
Gözde | T. | Kız | Çok sevilen, beğenilen, nitelikli, üstün tutulan. |
Göze | T. | Kız | 1. Kaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre. 4. Örme, örgü. 5. Sonbaharda çıkıp yazın kaybolan su. |
Gözegir | T. | Erkek | "Dikkat çek" anlamında kullanılan bir ad. |
Gözem | T. | Kız/Erkek | 1. İlgi çeken, sevimli, hoşa giden kimse. 2. Sulak yer. 3. Pınar. |
Gözenç | T. | Kız | bk. Gözen |
Gözlem | T. | Kız | 1. Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve plânlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede. 2. İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede. 3. Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem. 4. Bir yazı veya eseri yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi. 5. Bir gök cismini veya olayını çıplak gözle veya bir araç yardımıyla izleyerek görülen değerleri tespit etme işlemi, rasat. |
Gözütok | T. | Erkek | Aç gözlü olmayan kimse. |
Gücal | T. | Erkek | bk. Güçal |
Gücalp | T. | Erkek | bk. Güçalp |
Gücel | T. | Erkek | bk. Güçel |
Gücer | T. | Erkek | Güçlü kimse. |
Gücümen | T. | Erkek | Küçük. |
Güç | T. | Erkek | 1. Yorucu, emekle yapılan. 2. Zor, çetin. 3. Şiddet. 4. İş, meşguliyet. 5. Kuvvet. |
Güçal | T. | Erkek | "Güçlen, kuvvetlen" anlamında kullanılan bir ad. |