Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Taçeser | Ar. | Kız | Değerli, nitelikli yapıt. |
Ünzile | Ar. | Kız | İndirilmiş, inzal olunmuş. |
Âsiye | Ar. | Kız | l. Direk, sütun. 2. Acılı, kederli üzüntülü kadın. 3. Hz. Musayı Nilden çıkararak büyütüp yetiştiren Firavunun eşi. |
Betül | Ar. | Kız | 1. Namuslu, temiz kadın. 2. Allah'ın emri. 3. Hazreti Meryem'in ve Hazreti Fatma'nın lakapları. 4. Ana ağaçtan ayrılıp, ayrı kök salan fidan. |
İklil | Ar. | Kız | Çiçekten taç. |
Sabıka | Ar. | Kız | Parlak, ışıklı. |
Müveddet | Ar. | Kız | Sevgi, muhabbet, dostluk. |
Sabır | Ar. | Kız | Katlanma, dayanma,ses çıkarmadan bekleme, tahammül etme. |
Zeria | Ar. | Kız | Vesile, bahane, sebep, fırsat. |
Ayniye | Ar. | Kız | Gözle ilgili olan. |
Beyaz | Ar. | Kız | 1. Kar rengi, ak. 2. Temiz, lekesiz. |
Fezanur | Ar. | Kız | Uzay gibi parlak ve aydınlık olan. |
Kamer | Ar. | Kız | Ay. |
Lâmia | Ar. | Kız | Parlayan, parıldayan, parlak. |
Meşale | Ar. | Kız | 1. Ucunda alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan aydınlatmaya yarayan değnek. 2. Herhangi bir konuda ışık tutan kimse, önder. |
Müyesser | Ar. | Kız | Kolaylıkla olan, kolay yapılan. |