| Zekiye |
Ar. |
Kız |
Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi.
|
| Zeliha |
Ar. |
Kız |
bk. Züleyha
|
| Zemzem |
Ar. |
Kız |
Kâbe çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.
|
| Zennur |
Ar. |
Kız |
bk. Zinnur
|
| Zerafet |
Ar. |
Kız |
İncelik, güzellik, zariflik.
|
| Zeria |
Ar. |
Kız |
Vesile, bahane, sebep, fırsat.
|
| Zeyneddin |
Ar. |
Erkek |
Dinin ziyneti, süsü.
|
| Zeynel |
Ar. |
Erkek |
bk. Zeynelabidin
|
| Zeynelabidin |
Ar. |
Erkek |
İbadet edenlerin süsü.
|
| Zeynep |
Ar. |
Kız |
Değerli taşlar, mücevherler.
|
| Zeyni |
Ar. |
Erkek |
Süslü.
|
| Zeyniye |
Ar. |
Kız |
Süslü.
|
| Zeynullah |
Ar. |
Erkek |
Allah'ın süsü.
|
| Zeynur |
Ar. |
Erkek |
bk. Zinnur
|
| Zeyyat |
Ar. |
Erkek |
Yağ yapan, zeytinyağı yapan kimse.
|
| Zihni |
Ar. |
Erkek |
Zihinle, akılla ilgili.
|