| Önay |
T. |
Kız/Erkek |
Ocak ayında doğan.
|
| Öncel |
T. |
Kız/Erkek |
1. Birine göre kendinden önce yerini tutmuş olan kimse. 2. Bizden önce yaşamış olanlar.
|
| Önder |
T. |
Kız/Erkek |
1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.
|
| Öner |
T. |
Kız/Erkek |
Önde gelen, başta gelen kimse.
|
| Öney |
T. |
Kız/Erkek |
Önde olan, önde gelen, üstün.
|
| Öniz |
T. |
Kız/Erkek |
Daha önce iz bırakmış olan, ünlü.
|
| Ören |
T. |
Kız/Erkek |
1. Eski yapı veya kent kalıntısı. 2. Şehir, kent. 3. Köy. 4. Bitek ova. 5. Ormanlık yer
|
| Örge |
T. |
Kız |
1. Yükselen, yukarı çıkan. 2. Yukarı, üst. 3. Herhangi bir yapıttaki süsleyici öge.
|
| Örnek |
T. |
Kız/Erkek |
1. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey. 2. Durumu ve niteliği benimsenmeye değer kimse.
|
| Örün |
T. |
Kız/Erkek |
1. Açık renkli, beyazımsı. 2. Gökyüzünün açık, aydınlık durumu. 3. Çadırın tepesinde, aydınlanma için bırakılan açıklık. 4. Pencere.
|
| Öşme |
T. |
Kız |
Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak.
|
| Ötleğen |
T. |
Kız |
Sığırcığa benzeyen ötücü bir kuş.
|
| Övgü |
T. |
Kız/Erkek |
Birini veya bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı.
|
| Övgül |
T. |
Kız |
Övülmeye değer, nitelikli kimse.
|
| Övgün |
T. |
Kız |
bk. Övgül
|
| Övgünç |
T. |
Kız |
bk. Övünç
|