Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Kâzime | Ar. | Kız | Öfkesini, hırsını yenebilen kimse. |
Müeddep | Ar. | Kız | 1. Eğitilmiş, terbiye edilmiş, uslu. 2. Çok okumuş, bilgili. |
Sulhiye | Ar. | Kız | Barışa özgü, barışla ilgili, barış. |
Ferahnisa | Ar. | Kız | Sevinçli, rahat kadın. |
Halide | Ar. | Kız | Sürekli, sonsuz, ebedî. |
Kebire | Ar. | Kız | 1. Büyük, ulu. 2. Çocukluktan çıkmış genç. 3. Yaşça büyük, yaşlı. 4. Büyük günah. |
Ferahnur | Ar. | Kız | Aydınlık veren, nur veren. |
Revza | Ar. | Kız | bk. Ravza |
Müfide | Ar. | Kız | 1. Anlatan, ifade eden, anlamlı. 2. Yararlı, faydalı. |
Reyhan | Ar. | Kız | Güzel kokulu bir süs bitkisi, fesleğen. |
Sumru | Ar. | Kız | Bir şeyin yüksek yeri, tepesi, üst tarafı. |
Şerbet | Ar. | Kız | Tatlı içecek. |
Cennet | Ar. | Kız | 1. Dinî inanışına göre, iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak. 2. Çok güzel, ferah yer, bahçe. |
Elif | Ar. | Kız | 1. Arap alfabesinin ilk harfi. 2. İnce uzun boylu kız. 3. Alışmış, alışkın. |
Halile | Ar. | Kız | Nikâhlı kadın, karı, eş. |
Memduha | Ar. | Kız | Övülmüş, övülecek. |