Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Halef | Ar. | Erkek | 1. Birinden sonra gelip onun yerine geçen kimse, sonradan gelen. 2. Soy. |
Kâzım | Ar. | Erkek | Öfkesini, hırsını yenebilen kimse. |
Müdrike | Ar. | Kız | Anlama gücü. |
Reşik | Ar. | Erkek | Uzun boylu ve yakışıklı erkek. |
Sulbiye | Ar. | Kız | Birinin soyundan gelme. |
Halenur | Ar. | Kız | Bazen güneşin ve ayın çevresinde görülen ışıklı daire. |
Kâzime | Ar. | Kız | Öfkesini, hırsını yenebilen kimse. |
Müeddep | Ar. | Kız | 1. Eğitilmiş, terbiye edilmiş, uslu. 2. Çok okumuş, bilgili. |
Reşit | Ar. | Erkek | 1. Doğru yolu tutan. 2. İyi hareket eden, akıllı. 3. Ergin. |
Sulhi | Ar. | Erkek | Barışa özgü, barışla ilgili, barış. |
Elhan | Ar. | Erkek | Nağmeler, ezgiler. |
Hâlet | Ar. | Kız/Erkek | Hal, durum. |
Kebir | Ar. | Erkek | 1. Büyük, ulu. 2. Çocukluktan çıkmış genç. 3. Yaşça büyük, yaşlı. |
Müesser | Ar. | Kız/Erkek | Etkilenmiş, kendisine bir şey tesir etmiş olan. |
Sulhiye | Ar. | Kız | Barışa özgü, barışla ilgili, barış. |
Ferahnisa | Ar. | Kız | Sevinçli, rahat kadın. |