| Zeria |
Ar. |
Kız |
Vesile, bahane, sebep, fırsat.
|
| Ayniye |
Ar. |
Kız |
Gözle ilgili olan.
|
| Beyaz |
Ar. |
Kız |
1. Kar rengi, ak. 2. Temiz, lekesiz.
|
| Fezanur |
Ar. |
Kız |
Uzay gibi parlak ve aydınlık olan.
|
| İkram |
Ar. |
Kız/Erkek |
1. Saygı gösterme. 2. Ağırlama. 3. Bir şeyi armağan olarak verme.
|
| Kamer |
Ar. |
Kız |
Ay.
|
| Lâmia |
Ar. |
Kız |
Parlayan, parıldayan, parlak.
|
| Meşale |
Ar. |
Kız |
1. Ucunda alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan aydınlatmaya yarayan değnek. 2. Herhangi bir konuda ışık tutan kimse, önder.
|
| Müyesser |
Ar. |
Kız |
Kolaylıkla olan, kolay yapılan.
|
| Seyran |
Ar. |
Kız/Erkek |
Gezme, bakıp seyretme.
|
| Abide |
Ar. |
Kız |
1. Anıt. 2. Önemi ve değeri çok olan yapıt.3. İbadet eden, tapan kul.
|
| Nuhbe |
Ar. |
Kız |
Her şeyin iyisi, seçkini.
|
| Sabiha |
Ar. |
Kız |
Güzel, şirin, hoş.
|
| Seyyal |
Ar. |
Kız |
Akıcı, akan, akışkan.
|
| Taçnur |
Ar. |
Kız |
Işıktan, nurdan taç.
|
| Fıtnat |
Ar. |
Kız |
Zihin açıklığı, kolay kavrama ve anlama yeteneği, zekâ.
|