Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Boncuk | T. | Kız | Cam, taş, sedef, tahta gibi şeylerden yapılan yuvarlak ve renkli süs tanesi. |
Bor | T. | Erkek | 1. İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. 2. Fr. Doğada bor asidi veya boratlar durumunda bulunan bir element. |
Bora | T. | Erkek | Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına. |
Borahan | T. | Erkek | Fırtına gini hükümdar. |
Borak | T. | Erkek | Yağmurdan sonra toprağın üstünde oluşan tuzlu beyaz katman. |
Borakan | T. | Erkek | Bora-kan. |
Boran | T. | Erkek | 1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini. |
Boranalp | T. | Erkek | Cesur, çevik yiğit. |
Boranbay | T. | Erkek | Çok zengin, varlıklı. |
Boransü | T. | Erkek | Fırtına gibi asker. |
Borataş | T. | Erkek | Sağlam, kuvvetli ve fırtına gibi olan kimse. |
Boratay | T. | Erkek | Fırtına gibi olan kimse. |
Boray | T. | Erkek | bk. Boray |
Borkan | T. | Erkek | Kanlı, canlı kimse. |
Boy | T. | Erkek | 1. Bir aşiretin kollarından her biri. 2. Uzunluk. |
Boyar | T. | Erkek | Eskiden Tuna bölgesinde, Transilvanyada ve Rusyada soylulardan olan kimselere verilen unvan. |