| Hatun |
T. |
Kız |
1. Kadın. 2. Bayan, hanım. 3. Eş, zevce. 4. Eskiden yüksek kişilikli kadınlara veya hakan eşlerine verilen san.
|
| Hatunana |
T. |
Kız |
Deneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
|
| Hazal |
T. |
Kız |
Kuruyup dökülen ağaç yaprakları.
|
| Hazel |
T. |
Kız |
bk. Hazal
|
| Hepşen |
T. |
Kız |
Her zaman neşeli ve mutlu olan.
|
| Ildır |
T. |
Kız/Erkek |
1. Parıltı, parlayış. 2. Alacakaranlık. 3. Ege denizi kıyısında Karaburun Yarımadasının batısında arkeolojik nitelikte bir köy.
|
| Ildız |
T. |
Kız/Erkek |
1. Yıldız. 2. Gündönümünden 10 gün önceki zaman.
|
| Ilgaz |
T. |
Kız/Erkek |
1. Atın dört nala koşması. 2. Hücum, akın.
|
| Ilgım |
T. |
Kız/Erkek |
1. Serap, belli belirsiz görünme. 2. Gök erimi, ufuk.
|
| Ilgın |
T. |
Kız/Erkek |
1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık.2. Hafif esen rüzgâr. 3. Kavurucu sıcak. 4. Belli belirsiz, hafif. 5. Serap. 6. Hayal. 7. İnce.
|
| Iraz |
T. |
Kız |
bk. Raziye
|
| Irıs |
T. |
Kız |
Mutluluk, saadet.
|
| Irmak |
T. |
Kız/Erkek |
Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.
|
| Işık |
T. |
Kız/Erkek |
1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
|
| Işıl |
T. |
Kız |
Işıldayan, parlayan.
|
| Işılar |
T. |
Kız/Erkek |
1. Parlayan, ışıldayan. 2. Neşeli, canlı, şen.
|