Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
İncinur | T.+Ar. | Kız | İnci gibi parlak olan. |
İncilây | Ar. | Kız | bk. İncilâ |
İncilâ | Ar. | Kız | 1. Parlaklık, ışık. 2. Parlama, aydınlanma. 3. Görünme, ortaya çıkma. |
İncigül | T.+Far. | Kız | İnci gibi güzel olan. |
İncifer | T.+Far. | Kız | İnci gibi parlak, güzel. |
İncifem | T.+Far. | Kız | İnci gibi güzel ağızlı. |
İnciden | T. | Kız | İnci gibi güzel, zarif, değerli. |
İnci | T. | Kız | İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi. |
İncesu | T. | Erkek | Su gibi saf ve temiz olan nazik kimse. |
İncebey | T. | Erkek | Nazik kimse. |
İncebay | T. | Erkek | Nazik, kibar kimse. |
İnce | T. | Kız/Erkek | Düşünce, duygu veya davranış bakımından, sevgi ve saygı uyandıran, nazik. |
İnayet | Ar. | Kız/Erkek | 1. Yardım, ihsan, iyilik, lütuf. 2. Gözetme, kayırma. 3. İnsanları rahata kavuşturmak için Allahın yapmış olduğu doğaüstü bağış veya yardım. |
İnanöz | T. | Erkek | Özünde inanç olan, iman eden. |
İnanır | T. | Erkek | İnanan, inançlı. |
İnançlı | T. | Erkek | İnancı olan, imanlı. |