Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Zarife | Ar. | Kız | Güzel, şık, ince. |
Zatinur | Ar. | Kız | Aydınlık, nurlu kişi. |
Zatiye | Ar. | Kız | Kendiyle ilgili, kendine ait, özel. |
Zebercet | Ar. | Kız | Zümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı. |
Zehra | Ar. | Kız | Yüzü pek beyaz ve parlak olan kimse. |
Zekâvet | Ar. | Kız | Zekâ, zekilik. |
Zekire | Ar. | Kız | Belleği güçlü olan, unutmayan. |
Zekiye | Ar. | Kız | Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi. |
Zeliha | Ar. | Kız | bk. Züleyha |
Zemzem | Ar. | Kız | Kâbe çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu. |
Zennişan | Ar.+Far. | Kız | Ünlü, tanınmış kadın. |
Zennur | Ar. | Kız | bk. Zinnur |
Zerafet | Ar. | Kız | İncelik, güzellik, zariflik. |
Zerefşan | Far. | Kız | 1. Altın saçan, altın saçıcı. 2. Altın kakmalı. 3. Bir lale türü. |
Zeren | T. | Kız/Erkek | Anlayışlı, kavrayışlı, zeki. |
Zergûn | Far. | Kız | Altın renkli. |