Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Hüveyda | Far. | Kız | Belirgin, apaçık, ortada, belli. |
İslimî | Far. | Kız | 1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buharlı. |
Rengin | Far. | Kız | 1. Renkli, parlak renkli. 2. Güzel, hoş. 3. Süslü. |
Elâ | Far. | Kız | Gözde sarıya çalan kestane rengi. |
Hüzzam | Far. | Kız | Türk müziğinin en eski birleşik makamlarından biri. |
Dilrüba | Far. | Kız | Gönül kapan. |
Serma | Far. | Kız | Soğuk. |
Resane | Far. | Kız | Özlem, hasret. |
Dilsaz | Far. | Kız | Gönül yapan, tatlı davranan. |
Üftade | Far. | Kız | 1. Tutkun, âşık, sevdalı.2. Düşmüş, düşkün. |
Dilsitan | Far. | Kız | Gönül alan güzel. |
Reside | Far. | Kız | Erişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış. |
Türkine | Far. | Kız | Türk gibi güzel. |
Dilsuz | Far. | Kız | Gönül yakan, yürek yakan. |
Sernaz | Far. | Kız | Çok nazlı . |
Sude | Far. | Kız | 1. Sürülmüş.2. Boyanmış, sürmeli. |