Köken | Cinsiyet | Anlam | |
---|---|---|---|
Zekiye | Ar. | Kız | Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi. |
Zeliha | Ar. | Kız | bk. Züleyha |
Zemin | Far. | Erkek | 1. Yer, yeryüzü. 2. Temel, dayanak. 3. Konu, tema. |
Zemzem | Ar. | Kız | Kâbe çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu. |
Zengin | Far. | Erkek | 1. Parası, malı çok olan, varlıklı. 2. Verimli. 3. Gösterişli. |
Zennişan | Ar.+Far. | Kız | Ünlü, tanınmış kadın. |
Zennur | Ar. | Kız | bk. Zinnur |
Zerafet | Ar. | Kız | İncelik, güzellik, zariflik. |
Zerefşan | Far. | Kız | 1. Altın saçan, altın saçıcı. 2. Altın kakmalı. 3. Bir lale türü. |
Zeren | T. | Kız/Erkek | Anlayışlı, kavrayışlı, zeki. |
Zergûn | Far. | Kız | Altın renkli. |
Zeria | Ar. | Kız | Vesile, bahane, sebep, fırsat. |
Zerin | Far. | Erkek | bk. Zerrin |
Zernişan | Far. | Kız | Kılıç, kalemtıraş gibi şeylerin üzerine kakma altınla yapılan işleme süs. |
Zerrin | Far. | Kız | 1. Altından yapılmış. 2. Altın gibi sarı, parlak. 3. Fulya. |
Zerrinkâr | Far. | Kız | Altınla süslenmiş. |